Cumartesi, Mayıs 27, 2006

Müşterisini en çok kim düşünüyor?

Bu sabah yeni satın aldığım ADSL modemi kurmak için uğraşırken, ki sonunda başaramadım, dün bozulmuş olan banyo musluğumu da yaptırmam gerektiği aklıma geldi.

Aklımda yapmam gerekenler artmışken birden, geçenlerde alıp 1,5 saat boyunca ter içinde kalıp kurmayı başardığım kütüphanenin benim dalgınlığım sonunda hasar görmüş olan rafını onarmam gerektiğini hatırladım.

Sonra tüm bunlar kafamda dolanırken ve modem hala bana ADSL hattın yok hatası verirken bu sefer günün Cumartesi olduğu, havanın harika ve benimde hiç böyle işler üzerinde çalışacak modda olmadığımı farkettim.

İşin komik tarafı benim bu güzel tatil günümde kurmak için uğraşıp durduğum ve teslim alana kadar 5 gün beklediğim ürün online olarak hepsiburada.com'dan sipariş edilmişti, ter içinde kalıp kurduğum kütüphane hayatımızı kolaylaştırmak için sektörde yer alan bir başka marka olan IKEA'dandı.

Kısacası hayatımızı kolaylaştırmak için tercih ettiğim tüm markalar ve servisler benim öncesinde ve sonrasında zamanımı harcamama sebep olmaktan başka bir işe yaramıyorlardı.

Sadece bozulmuş olan banyo musluğum Kadıköy'den kendim gidip kendi halinde bir dükkandan almıştım ve almam monte etmem ve kullanmaya başlamam yarım saat bilemediniz 45 dakikamı almıştı.

Ama ne farkederdi ki? Cumartesi günü tüm bu ürünler bana sorun çıkartmış ve hepsi benim kendileri ile ilgilenmemi bekliyorlardı...

Sonunda modemi kutusuna kaldırıp haftasonu çalışmayan U.S. Robotics teknik servisi ve satış sonrası arıza konularını üzerine almayan Hepsiburada.com'u rahatsız etmemek için Pazartesi'yi beklemeye karar verdim.

Kaldı geriye musluk ve kütüphane rafı...

Raf ve musluğun tamiri için gerekli parçaları alabileceğim yerler olarak aklıma ilk gelen adresler Koçtaş ve Bauhaus olabilir diye düşündüm ve çıkmak için hazırlanmaya başladım.

Tam o sırada dışarıdan, sokaktan, bir ses geldi ve şöyle bağırıyordu: "Muslukçuuuuuu.....Muslukçuuuu......"

Ben durumu idrak edip cama koşup adamı çağırana kadar kendisi çok uzaklaşmıştı ama hiç sorun değil... çünkü bana önemli bir noktayı bir kez daha hatırlattı.

İşinizi, servislerinizi ve süreçlerinizi müşterinizin (kullanıcınızın) her daim rahatlığı için modellemelisiniz...

Maliyetinizi düşürmek, kendi iş yapışınızı iyileştirmek, karlılığı artırmak için yaptığınız tüm çalışmaların sonunda iş dönüp dolaşıp müşteri memnuniyeti ve dolayısıyla kullanıcıda son bulacak yada bu döngü böyle devam edecektir.

E-ticaret ve diğer inovatif iş modelleri elbetteki firmalar için maliyet düşürmek, karlılık artırmak ve pazara hızlı girmek anlamında avantajlar sağlıyor. Peki tek taraflı kurgulanmış modeller karşı taraf olan müşteriye ne sağlıyor (yada ne kaybettiriyor)?

Sonunda bana hala en yakın muslukçuyken, rahatlık nerede?..... Kolaylık nerede?

NOT: Merak edenler varsa diye yazıyorum. Musluğun arızasını evimin biraz ilerisinde dükkanını bulduğum muslukçu ile çözdüm, ADSL modem kutusunda ve Pazartesi gününü, kütüphane rafı ise tamamen benim keyfimi bekliyor... bu trafikte ne IKEA'ya ne Koçtaş'a ne de Bauhaus'a gidemem... :)

Hiç yorum yok: