Pazar, Şubat 25, 2007

İnandığı girişimi için hala hareket edemeyenlerden misiniz?

Yazılarına, fikirlerine ve karakterine büyük değer verdiğim sevgili dostum Tunç Kılınç blogunda "Google Beni Dinleyecek Misin?" isimli harika bir yazı yazmış.

"İnandığınız fikirleriniz için savaşmazsanız, o fikirler de sizinle birlikte diğer dünyaya giderler." dediği yazısında özellikle internet alanında fikirleri olan ve henüz bu fikirlerini hayata geçirmek için harekete geçememiş olanlara örnek olabilecek bir başarı hikayesini anlatmış.

Tunç'un yazısını mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum.

Herhangi bir alan olabilir ama özellikle internet alanında geliştirmek istediğiniz ve inandığınız bir fikriniz varsa mutlaka en azından bir kez hayata geçirmeyi denemelisiniz.

Bu deneme girişiminizi kişisel çabanızla geliştirmek olabilir ya da birilerinden destek istemek şeklinde gerçekleşebilir. Her iki durumda da siz denemiş kabul edilirsiniz ve en kötü ihtimalle "Denedim ama olmadı!" dersiniz.

Hayatım boyunca hiçbir zaman "Keşke!" demek istemediğim için olabildiğince isteklerimi gerçekleştirmeye çalıştım. Bugüne kadar bu yaklaşımımdan dolayı da zarar gördüğümü hatırlamıyorum.

Gelişen, değer yaratan, fırsatları bünyesinde barındıran internet ve özellikle yeni nesil web alanında fırsatları avantaja dönüştürmek her fırsatta dile getirdiğim gibi sizlerin ve bizlerin elinde.

O yüzden, "Keşke!" dememek için neler yapabileceğinizi bir kez daha gözden geçirmeli ve hareket etmelisiniz.

Tabi önce Tunç'un yazısını okumalısınız... :)

Webrazzi Forum'da neler konuşuluyor?

18 Şubat 2007'de ülkemizde Web 2.0 alanındaki paylaşımı güçlendirmek amacıyla yayına aldığım Webrazzi Forum'da üzerinden geçen bir haftada neler konuşuluyor diye baktığımda, şimdiden değerli paylaşımların yerini aldığını farkettim.
Bunların yanında sahipleri tarafından paylaşılarak Webrazzi Forum ile haberdar olduğumuz web girişimleri de oldu. (bkz: Web Girişiminizi Tanıtın)

Webrazzi Forum'da tanıtılan web girişimlerinden bazıları;
Forum kapsamında şu anda internet ile ilgili duyduğunuz haberleri paylaşabilir, web girişiminizi tanıtabilir, girişim fikrinizi paylaşabilir, proje işbirlikleri sağlayabilir, yazılım ve tasarım konularını konuşabilir, iş ilanlarınızı yayınlayabilir ve tabi bunların dışında içinizden gelen internet ve yeni nesil web hakkındaki yazılarınızı da yazabilirsiniz.

Webrazzi'deki tanıtım yazısında ve Webrazzi Forum'un ilk mesajında da bahsettiğim gibi amaç bu alandaki paylaşım platformunu yaratmak.

İlk bir haftada oluşan içerik ilerleyen günlerde sizlerin katkısıyla mutlaka gelişimini sürdürecektir ve hepimiz için hedeflediğim bu platform görmesi gerken değeri yaratacaktır.

Katkı sağlayan ve sağlayacak olan herkese teşekkürler.

Kozmopolit Gazetesi'nde Web 2.0 köşesi!

Bir süredir, her hafta Perşembe günü yayınlanan Kozmopolit isimli yeni bir gazetede internet ve yeni nesil web hakkında yazdığım bir köşem var.

Geçtiğimiz hafta 3. sayısı yayınlanan gazetede 2. sayısından itibaren yer almaya başladım.

Ekonomi, Politika, Spor gibi birçok alanda haftalık haberlerin yer aldığı Kozmopolit Gazetesi'nde bana ayrılmış olan bir tam sayfa bulunuyor.

İlk yazımı yayınladığım 2. sayıyı blogumdan duyuramadığımdan dolayı okuyamamış olabilecek arkadaşlar için biraz önce buradan yayına aldım.

Kozmopolit Gazetesi'ne birçok bayiden ulaşabileceğiniz gibi, bu adresten ücretsiz olarak da abone olabilirsiniz.

Blogumdakilere kıyasla tam sayfa olmasının da etkisiyle çok daha uzun ve detaylı olan yazılarımı umarım beğenirsiniz.

İlgilenen tüm arkadaşlara şimdiden teşekkürler.

İnternet girişim platformu olursa kazanırız!

Kozmopolit Gazetesi'nin 2 hafta önce yayınlanmış olan 2. sayısında yer alan yazımı gazeteye ulaşamamış olabilecek okuyucularım için yayınlıyorum.

Yeni nesil web servislerini konuşurken, bu konuların içinde en çok dile getirdiğimiz terim olan Web 2.0’ı ilk kez 2005 yılının Ekim ayında kişisel blogumda dile getirdiğimde, yazımın son cümlesi olarak şöyle yazmıştım:

“Tüm bunları yine aynı amaç için paylaşıyorum. Fırsatlar var ve değerlendirilmeyi bekliyorlar!”

Aradan geçen yaklaşık 1,5 yıl içinde dünya bu alanda büyük yollar alırken, ülkemizde de işin düşünce boyutu yerini eyleme bırakmış oldu.

Satın almalar gerçekleşti, birçok alanda yeni nesil web girişimleri hayatımıza girdi. Bu girişimlerin birçoğu kişisel olsa bile, internet alanına dönük şirketleşme de eskisine göre daha büyük önem kazandı ve özellikle genç beyinlerin bu alana olan inançları internetin ülkemiz için bir girişim platformu olma yolunda değer sahibi olmasını sağladı.

Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Mobile Monday toplantısındaki konuşmamda dile getirdiğim ve sunumumda da yer alan cümle şuydu:

“İnternet eğlence ve bilgi platformudur. Türkiye için girişim platformu olursa başarı kaçınılmaz.”

Evet, internet ülkemiz için arkadaşlık, video, müzik, oyun gibi eğlence içeriklerine ulaşmak ile birlikte çeşitli konularda bilgi sahibi olmak amacıyla da kullanılmaktadır, diğer tüm ülkelerde olduğu gibi.

Ancak gelişmekte olan ülkeler statüsündeki ülkemizin yazılım ve donanım alanlarındaki global başarı potansiyelini kaçırmış olmasını göz önüne alırsak, buna bir de pratik düşünce ve fikir sahibi genç nüfusu yani genç beyinleri eklersek, interneti bir tür girişim platformu olarak kullanmak hem servis alanındaki global başarımızı destekleyebilecek hem de ülkemizdeki sosyal güvence ve yaşam kalitesini de doğru orantılı olarak etkileyecektir.

Tüm bunlara bağlı olarak aktarmak istediğim kişisel görüşüm şudur ki, internet ülkemiz için hem içeride hem de dışarıda güçlü bir girişim platformudur ve Web 2.0’ın ülkemize sağlayabileceği katma değerin en önemli aracıdır.

Bu girişim platformunu doğru kullanmak ve doğru getiriyi sağlamak elbette bizlerin ve girişimci beyinlerin elindedir.

Geçtiğimiz günlerde büyük bir şirketler grubunun üst düzey yetkililerinden birisi ile konuşurken bana Web 2.0 alanındaki girişimlerin risk sermayesi yatırımlarının ve bu girişimlerin giriş maliyetlerinin ne seviyede olduğunu sordu. Kendisine dünyada birkaç milyon dolar seviyesinde risk sermayesi değerleri konuşulurken, ülkemizde birkaç yüz bin dolara bırakın gelişmiş seviye risk sermayesini, melek yatırımın hatta tümüyle bir servis yatırımının bile mümkün olabileceğini söyledim. Üst düzey yetkilinin bana verdiği cevap bu yatırım maliyetlerinin kendilerinin yaptığı yatırımların binde birinden az olduğu yönündeydi.

Bugün ülkemizde kişisel özveri ve aylık birkaç yüz dolarlık maliyetle kurulmuş servislerin yıllık getirisinin yüz milyarlar seviyesinde olduğu gerçeğinin yanında, bu alanda piyasaya sürülmüş servislerin 6-12 ay arasında milyon dolara yakın değerlere alıcı buluyor olmasını düşündüğümüzde, sanırım yukarıda bahsettiğim girişim platformu yaklaşımı birçoğumuza sıcak gelecektir.

Bir de bu tür girişimleri global pazarlara dönük modellediğimizde başarılı olunması durumunda söz konusu kazançlar çok daha iştah kabartıcı olacaktır.

Elbette bir kıstas olarak kabul etmemek gerekir ama internetin kendi doğası gereği global olduğunu düşünürsek, MySpace’in aylık 25 milyon dolarlık(1) reklam geliri herhalde yukarıda bahsettiğim girişim platforumu vizyonuna son derece değer katacaktır.

Peki, tüm bu girişim platformu ve pozitif değerlerin yanında acaba hangi alanlar önümüzdeki 6 ay için internet girişimcilerine hızlı geri dönüşler sağlayacaktır diye soracak olursanız, hemen cevap verebilirim.

Ülkemizde internet alanındaki reklam harcamaları şu an için büyük medya siteleri ile yüksek ziyaretçi kapasitesine sahip web siteleri arasında paylaşılmaktadır.

Nedeni ise internette henüz hedef odaklı reklam kültürü yerine yoğun ziyaretçi geri dönüşü sağlayan yaklaşımların göz dolduruyor olmasıdır.

Bir süre sonra, ki bu süre için çok da bekleyeceğimizi düşünmüyorum, bu yaklaşım yerini hedef odaklı ve geri dönüşün değer yarattığı platformlara bırakacaktır.

Böyle bir reklam yaklaşımının hakim olması durumunda ise aranan servisler özel ilgi ve dominant kullancı profiline sahip web girişimleri olacaklardır.

Bu tezimi göz önüne alacak olursanız dikkati dünyada yeni nesil reklam mecralarının arasında göz bebeği olan sosyal ağlara (social network) çevirmek doğru bir aksiyon olacaktır.

Tabi ki sosyal ağ servisleri son derece geniş kitleleri bünyesinde barındırıyor ve ülkemizde de bu alandaki rekabet yoğun olarak yaşanıyor. Durum böyle olunca da benim önerim hem hedef odaklı reklamı cezbedecek hem de girişim riskinizi minimuma indirecek olan özel ilgi alanlarına dönük sosyal ağlar olacaktır.

Özel ilgi alanlarına dönük sosyal ağlar dediğimde kastettiğim ise sanırım son derece açık. Belirli bir ilgi alanına dönük kullanıcı kitlelerini biraraya toplayabileceğiniz web girişimleri.

Bir diğer önemli girişim fikri ise özellikle ülkemizdeki web servislerinin ve kullanıcıların ihtiyacı olan veri kaynakları.

Bugün ülkemizdeki herhangi bir servisin belirli alanlar hariç, haftalık, aylık ya da günlük dış veriye ihtiyaç duyduğu durumlarda başvurabileceği tek kaynak insan gücüdür.

Örnek vermek gerekise sinema bilgileri, nöbetçi eczane bilgileri, trafik bilgileri gibi değerler elektronik olarak paylaşılamamaktadır.

Evet doğru, bu bilgilerin birçoğu çeşitli servisler tarafından sunuluyor durumdadır ancak hiçbiri hava durumu ya da döviz bilgileri gibi otomatik sahip olunan bir veri kaynağından alınamamaktadır. Tüm veri girişleri manuel olarak kişiler tarafından gerçekleştirilmektedir ki bu da girişimler için ek insan kaynağı maliyeti yaratmaktadır.

İşte bu tür bilgileri yeni nesil web servislerine sağlamak hem ülkemizdeki girişim potansiyelini artırmak hem de kullanıcılara doğru bilgiyi ulaştırmak adına değer yaratacaktır. Aynı zamanda bu tür bir servisin sağlanan veri başına ücretlendirilmesi ise eminim birçok şirket tarafından da yadırganmayacak, aksine olumlu olarak karşılanacaktır. Sonuç olarak da kazanan veri sağlayıcı konumunda olan girişimci olacaktır.

Elbette ülkemiz için girişim platformu olan internetin günümüz fırsatlarını listelemek şu an için yazmakla bitmeyecektir. Ama burada vermeye çalıştığım iki potansiyeli güçlü fikir zaten işin ana fikrini eminim sizlere vermiştir.

Tekrar gündem konumuzun özüne inmem gerekirse, internetin ülkemiz için bir girişim platformu olarak değer görmesi birçok alanda gelişimi destekleyecektir ve bu gerçekten diğer alanlarda olduğu kadar riskli ve maliyet gerektiren bir çalışma olmayacaktır.

Önemli olan fikir ve inovatif düşünceyi hayata geçirmektir. Çok yaratıcı fikirler değil, yenilikçi fikirler internet alanındaki başarı için yeterli olacaktır.

Bana göre Web 2.0 konsepti ülkemizin sosyo kültürel pozisyonuna diğer tüm yaklaşımlardan çok daha yakın durumdadır, ve özellikle toplumsal değerlerimiz açısından girişimlerin başarıya ulaşması konusunda en pozitif dönemi göstermektedir.

Bu aşamadan sonra önemli olan eğlence ve bilgi platformu olan internete biraz da girişimci gözüyle bakmaktır. Eğer toplum olarak bu başarı anahtarına sahip olabilir ve bakış açımızı genişletirsek, internetin hatta kapsamı daraltırsak Web 2.0’ın belki de toplumsal olarak sağlayabileceği en büyük faydaya hep birlikte şahit olmuş olacağız.

Kaynak:
(1)
http://mashable.com/2007/02/09/myspace-makes-25-million-a-month-in-ads/

Çarşamba, Şubat 07, 2007

Mobile Monday Şubat 2007 sunumu

Duyurusunu yaptığım ve benim de konuşmacı olarak katıldığım Şubat ayının Mobile Monday konusu Web 2.0'dı.

100'ün üzerinde konuğun katıldığı toplantıda salonun tüm koltukları dolmuştu ve gerçekten keyifli bir ortam vardı.

Tüm katılımcılara ve organizasyonu düzenleyen Mobile Monday İstanbul yetkililerine teşekkür ederim.

Sunumda yaklaşık 20 dakika konuşmam gerekiyordu, bu sebeple ağırlıklı olarak Web 2.o'ın Türkiye için 2007 yılı fırsatlarını ve bu alanda hem girişimciler hem de ülkemiz için sahip olunabilecek başarının anahtarlarını aktarmaya çalıştım.

Mobile Monday İstanbul Şubat 2007 sunumumu buradan indirebilirsiniz.

Ekli Dosya: MoMo İstanbul Şubat 2007 sunum dosyası