Cuma, Aralık 29, 2006

Seminer videosu yayında

16 Aralık 2006'da Genç Girişimciler Kulübü'nde gerçekleşen Web 2.0 ve Türkiye Fırsatları seminerinin görüntülerinin düzenlenip Google Video'ya eklendiği, kulübün yetkilileri tarafından bugün bildirildi.

Kulübün web sitesinde konu ile ilgili sayfaya bu linkten ulaşabilirsiniz. (Ayrıca seminer fotoğrafları ve videonun hazırlanma sürecini anlatan yazılar da mevcut.)

Eğer direk Google Video üzerinden izlemek isterseniz, bu linki kullanabilirsiniz.

Henüz tamanını izleme fırsatı bulamadım ancak ilgilenen arkadaşlara duyurulur.

Diğer taraftan seminer ile ilgili diğer yazılarımı da aşağıdaki iki linkte bulabilirsiniz.

Seminerin ardından...
Seminer duyurusu: Web 2.0 ve Türkiye Fırsatları

Herkese şimdiden iyi seyirler, sevdikleri ile mutlu bayramlar ve harika bir yeni yıl dilerim.

Pazartesi, Aralık 18, 2006

Biraz öngörü, biraz öneri!

Türkiye, Web 2.0 alanında çok önemli bir viraja girmiş durumda.

Doğan Grubu
'nun bu alandaki yatırımları, MyNet'in BeyazPerde.com ile başlayan satın alma hamleleri, arkasından Nokta'nın FotoKritik.com ve son olarak İzlesene.com'u satın alması bu sektörün yaşayacağı hareketli günlerin sadece başlangıcı.

Şu aşamadan sonra bu yazımı bir tür öngörü yazısı olarak kabul etmek isterseniz, benim için kesinlikle mahsuru yok.

Evet, girişte söylediğim gibi bunlar sadece başlangıç.

Ülkemizde birçok yeni ve kaliteli web girişimi yerini şimdiden ayırtmış durumda, ve bunların bir bölümü önümüzdeki 4 ay içinde hayatımıza girmiş olacak.

Diğer taraftan farklı alanlarda kurulmuş olan ve kullanıcıların eğilimlerini etkileyecek bir dizi girişim de yine önümüzdeki aylarda gündemimize giriyor olacak.

Satın almalara geri dönecek olursak, 2007 sonuna kadar 5 önemli satın almaya, daha doğrusu $300,000 üzeri satın almaya sahne olacak ülkemizdeki Web 2.0 arenası.

Bu arada yeri gelmişken, sürekli sorulan sorulardan bir tanesi de "ülkemizde web girişimleri hangi ücret seviyelerinde satılıyor?" oluyor. Bunun cevabını bildiğim satışlara, ziyaretçi ve girişim profiline bağlı kalarak $300.000 ile başlayabiliyor şeklinde cevaplandırabiliyorum. Tabi daha aşağısı olabiliyor ama merak edilen $50.000'e satılanlar olmadığı için örnekleme yapmama gerek kalmıyor.

Diğer taraftan belirli servislerin sahipleri eğilimli olsalar $1,5-2 milyon seviyeleri de aslında görülebilir.

Elbette verdiğim bu değerler kurumsal e-ticaret servislerini göz önüne alarak belirtilmemiştir. Kişisel girişimler ve buradan doğan satışları baz alıyorum.

Sektör sadece satın almalara ve yeni girişimlere mi sahne olacak?
Hayır..! Risk sermayesi desteği ile sektöre giren web girişimleri de 2007'nin ilk 6 ayında hayatımızdaki yerlerini almış olacaklar.

Neden bunu söylüyorum?
Çünkü ülkemizde risk sermayesi ile hayata geçmiş web girişimleri gerçekten az sayıda, ve bu kapının açılması 2007 yılı içinde yaşayacağımız hareketli Web 2.0 günlerinin en önemli faktörü olacak.

Girişimcilere ve fikir sahiplerine ne öneriyorum?
Fazla sabırlı olmayın. Fikrinizi hayata geçirmek için bağlantılarınızı gözden geçirin, yatırım firmalarına başvurun, güvendiğiniz mentorlardan destek alın ve bir şekilde fikrinizi hayata geçirin.

Ama tabi önce bu sektörle ilgili yeterli bilgiye sahip olduğunuza emin olun.

Eğer emin değilseniz biraz daha araştırın, biraz daha danışın.

Yatırımcılara ne öneriyorum?
Web 2.0'ı gerçekten yaşayan bir yatırımcıysanız, fikrine inandığınız girişimciye destek olmalısınız.
6 ay içinde gelir sağlayacak web girişimlerine yatırım yapmayı tercih edin.
1 yıl içinde başarısını göreceğinizi düşünmediğiniz girişim fikirlerini direk geri çevirin.

Eğer Web 2.0'ı sadece birkaç blogdan okumuş, gazetelerde köşe yazılarından görmüş ve tek bildiğiniz satın alma Google'ın YouTube'u alması ise o zaman bu işe yalnız girmeyin.

İşi ya danışmanlarınıza bırakın ya da siz de emin olmayan girişimcilere önerdiğimi göz önünde bulundurun.
Biraz daha araştırın, biraz daha danışın.

Ayrıca hem emin olmayan girişimcilere, hem de sektörü henüz yaşamayan yatırımcılara şunu tavsiye ediyorum.

Aradığınız soruların cevaplarını size verebilecek yüzlerce blog var.

Bloglara zaman ayırın...!

Pazar, Aralık 17, 2006

Pazarlama bloglarından birbirinden güzel yazılar ile Karnaval başlasın!

Pazarlama Blogları Karnavalı'nın 22. haftasında sıra bana geldi. Bu karnaval da neyin nesi diyorsanız önce buraya buyrun.

Bu hafta karnaval dahilinde yer alan birbirinden ilginç yazıların her birini okumanızı ve eğer hala bu blogların RSS'lerini takip etmeye başlamadıysanız, daha fazla zaman kaybetmemenizi tavsiye ediyorum. "RSS Nedir?" diyorsanız o zaman sizi buraya alalım.
Evet karnavalımızın yazıları aşağıdaki gibidir.

16 yıllık kurumsal iş hayatını günün birinde bir kenara bırakıp, kendisini edindiği deneyimleri aktarmaya adayan Tunç Kılınç, Fikir Atölyesi isimli harika blogunda "Ben Nasıl Yükseleceğim?" sorusunun cevabını farklı bir bakış açısı ile sunuyor.

Bilal Bedük, Pazarlama Fikirleri isimli blogunda , "Müşteri Memnu - Niyetsizliği" hakkındaki başarılı yazısı ile karnavalda yerini alıyor ve konuyu detayları ile aktarmasının yanında önerileri ile de yaklaşımına değer katıyor.

Hayatta değiştirmek istediği 3 şey için pazarlama öğrendiğini söyleyen Arzu Cihangir, "molaverrahatla" isimli blogunda "Dikkat dikkat MOBBİNG var!" diyor ve ülkemizde yeni yeni konuşulmaya başlayan kurumsal probleme dikkat çekiyor.

Pazarlamaya ilgi duyanların favorilerinden ayırmaması gereken Diyalog isimli blogunda A. Selim Tuncer, basın sektörünün bir gün pazarlamayı keşfetmesi ümidiyle kaleme aldığını söylediği "Acaba hangi gazete hangi gazetedir?" isimli yazısında detaylı ve emek harcanmış bir incelemeyi bizlerle paylaşıyor.

ISBN 976-08-06 isimli işitsel, görsel, dokunsal, sanatsal, dijital, inovatif ve provokatif blogunda Barış Erkol, bu hafta bizlerle Firefox hayranları tarafından çekilen bir reklam filmini paylaşıyor. İzlemenizi tavsiye ediyor ve sizi "Firefox fiskeleri" isimli yazısına tıklamaya davet ediyorum.

Onur Yüksel, Brand Box isimli blogunda albüm tanıtımı için farklı etkileşimli mecraları seçen Beck'i kaleme almış. "Beck to Marketing" adını verdiği yazısını yeni nesil web ile pazarlamanın birleşmesi ile doğan başarıyı kabullenmek için okumanızı tavsiye ederim.

Murat Buyurgan, 7. Pazarlama Zirvesi'nden izlenimlerini aktardığı "Pazarlama Zirvesi’nin iki Ali’si!" isimli yazısında dikkati zirvenin en önemli 2 ismi olarak kabul ettiği Ali'lere çekiyor. Acaba kim bu Ali'ler diyorsanız, size yazıya alalım.

NOT: Pazarlama Blogları Karnavalı önümüzdeki hafta Barış Erkol'da yani ISBN 97608-06'da olacak.

Seminerin ardından...

16 Aralık 2006 günü Genç Girişimciler Kulübü'nde gerçekleşen ve konuşmacı olarak katıldığım seminerin sunum dosyasına bu linkten ulaşabilirsiniz.

Seminerin video kaydı, kulüp yetkilileri tarafından gerçekleştirildi ve sanırım kısa zaman içinde internetten yayınlanıyor olacak.

Benim için keyifli bir etkinlik olduğunu belirtmek isterim.
Genç Girişimciler Kulübü'nün yetkilileri tarafından son derece nazik karşılandığımı ve bizleri yaklaşık 3 saat boyunca çok başarılı şekilde ağırladıklarını söylemeliyim.

Kendilerine buradan bir kez daha teşekkür etmek isterim.

Umarım seminer katılımcılarımız da bu etkinlikten memnun kalmışlar ve bekledikleri içeriği alabilmişlerdir.
Tüm katılımcılara teker teker teşekkür ederim.

Ekli dosya:
Web 2.0 ve Türkiye Fırsatları sunum dosyası

GÜNCELLEME 1: Katılımcılarımızdan EskiDostuz.biz'in sahibi Murat Kahraman'ın seminer hakkında görüşlerine buradan ulaşabilirsiniz. Kendisine güzel görüşleri için teşekkür ederim.

Çarşamba, Aralık 13, 2006

Pazarlamanın kulesini oluşturan yazılar

"Her bir blog post'u, Türkiye'de pazarlamanın kulesini oluşturuyor diye düşünüyorum. Her bir yazı, her bir düşünce ve her bir yorum ile bu kuleye bir katkıda bulunmuş oluyorsunuz aslında." diyor Murat Kaya bu hafta 21.'sine ev sahipliği yaptığı Pazarlama Blogları Karnavalı'nın giriş yazısında.

Farklı bir konseptle hazırladığı karnaval sayfasını ziyaret etmenizi ve birbirinden keyifli yazıları okumanızı öneririm.

Bu arada unutmadan, karnavalın önümüzdeki hafta ev sahibi ben olacağım.

Seminer duyurusu: Web 2.0 ve Türkiye Fırsatları

16 Aralık 2006 Cumartesi günü saat 13:00 - 15:00 arasında Genç Girişimciler Kulübü'nde "Web 2.0 ve Türkiye Fırsatları" isimli bir seminer veriyor olacağım.

Seminer ücretsiz olup katılım formunu doldurmanız yeterlidir.

Seminerin içeriği nasıl olacak?

Web 2.0 ile değişen web kültürü üzerine konuşup, yatırım fırsatları ve potansiyel alanları katılımcılarla paylaşıyor olacağım.
Bunun yanında girişimlerinize yatırım desteği almak aşamasında dikkat etmeniz gereken püf noktalara da değinip, sorularınıza cevap vereceğim.

Detaylı bilgi ve seminerin yapılacağı adres için tıklayabilirsiniz.

GÜNCELLEME 1: Seminerin gerçekleşeceği Genç Girişimciler Kulübü'nün adresine bu linkten ulaşabilirsiniz.

Pazar, Aralık 10, 2006

Hakia'nın Türkçe sayfası imajına zarar veriyor

Dr. Rıza Berkan'ın CEO olarak başında olduğu ve 2007 yılında aktif olarak çalışmaya başlayacak olan anlamlı arama motoru Hakia'nın Türkçe sayfası beni çok şaşırttı.

"about us" sanırım Türkçe'ye "bizzim hakkinda" olarak tercüme edilmez di mi?

En önemli iki pozisyonunda (CEO ve COO) Türk profesyonellerin olduğu şirketin Türkçe sayfasını bu şekilde yayına almış olmaması gerekirdi.

Daha da önemlisi, anlamlı arama yapacak olan bir arama motorunun benim dilimde yazamıyor olması, pazarlama bakış açısıyla ne kadar başarılıdır diye de düşünmeden edemiyorum.

Yarın TIME 2006'dayım...

11-12 Aralık 2006 tarihlerinde Ceylan Intercontinental'de gerçekleşecek olan TIME 2006'ya katılıyor olacağım. Eğer fırsat bulabilirsem ve tabi etkinlik kapsamında internet bağlantısı mevcut olursa konferanslarda konuşulanlardan sizlere özetler yazmayı planlıyorum.

TIME 2006'ya katılacak olup tanışmak isteyen arkadaşlar bana iletişim formumdan mesaj gönderebilirler.

Web 2.0 fikirlerinizin son kullanma tarihi nedir?

Eminim blogumdaki yazılarımı ve Webrazzi'yi okuyan sizlerin özellikle yeni nesil web girişimleri alanında aklınızda birçok fikir vardır.

Aklınızdaki en yaratıcı fikir ne kadar zamandır hayata geçirilmeyi bekliyor?
Sizden önce fikrinizi gerçekleştiren oldu mu?
Fikriniz artık son kullanma tarihini geçirdi ve çöpe mi gitti?

Aklınızdaki fırsata bu kadar çabuk sırt çevirmemelisiniz.

Çok basit bir örnek vermem gerekirse, YouTube'un başarısı ile ülkemizde video servisi açmak isteyen en az 10 girişimci tanıyordum. Tabi bu kişiler sadece düşünen değil, girişimlerini hayata geçirmek için harekete geçmiş olan girişimcilerdi.

Bugün itibari ile izlesene.com, PiknikTube, HaberTurk Video, ve Milliyet Internet TV isimleri ile bu alanda farklı şekillerde hizmet veren girişimler mevcut. Tabi bunun yanında trtube.com ve videoha.com gibi girişimleri de göz önünde bulundurabiliriz.

Şimdi bu durumu düşündüğümüzde sizce ülkemizde video alanında girişim yapmak için artık çok mu geç?

Siz sorumun cevabını düşünürken ben biraz da sosyal ağlara (social network) bakmak istiyorum.

Gayet.net, Yonja.com, Sosyomat.com ve Cember.net yeni nesil web özelliklerini bünyelerinde barındıran girişmler olarak öne çıkıyorlar. Elbette birçok arkadaşlık ve komünite (community) siteleri de yine bu alanda yerlerini çoktan almış durumdalar.

Peki, bu alanda girişim yapmak için çok mu geç kaldınız?

Konuya şöyle açıklık getirmem de fayda olacaktır.
Öncelikle erken kalkan yol alır diye bir gerçeğimiz vardır.
Ama bunun yanında bir başka tarafta ise şöyle bir gerçeğimiz mevcut.
Web 2.0 ya da sürekli kullandığım ismiyle yeni nesil web girişimlerinde hedef, kullanıcı odaklılıktır. Bu konseptin özünde de inovasyon yaklaşımı hakimdir. Bunu da fark yaratmak olarak nitelendirilebiliriz.

Tüm bu yaklaşımların özünde de ağızdan ağıza pazarlama (WOMM) hakim olduğuna göre bu durumda elimizde bazı silahlarımız mevcut demektir.

Girişimimizin coğrafi hedef kitlesi, kullandığınız altyapı ve Web 2.0'a göre modellemiş olmak kriterlerimizi karşıladığınızı düşünürsek birçok fikriniz için hiçbir zaman geç kalmış sayılmazsınız.

Bir örnek daha verelim;
Dünyaya yeni bir Flickr'ı olduğu gibi aynı özelliklerle sunarsanız sonuç para ve zaman kaybı olur.

Flickr'ı aynı özellikleri ile Türkiye pazarına sunarsanız başarılı olma ihtimaliniz mevcuttur.

Flickr'ı inovatif eklentiler ile modellerseniz global alanda başarılı olma ihtimaliniz vardır ancak Türkiye'de bu şansınız çok daha yoğundur.

Yukarıda yazdıklarımı göz önünde bulundurup, fikirlerinizi çöpe atmadan önce yapmanız gerekenleri listeleyecek olursam:
  1. Girişiminizin ait olduğu global pazarı ve alternatifleri inceleyin.
  2. Hedef kitlenizin coğrafi konumunu net olarak belirleyin ve incelemenizi buna göre genişletin.
  3. Girişiminizle aynı alanda olmayan ancak birlikte kurgulanabilecek modelleri analiz edin.
  4. Benzer girişimlere olan ilgiyi inceleyin ve bunu potansiyel kullanıcılar bazında değerlendirin.
  5. Kullanıcı yaklaşımlarının ve trendlerin girişiminizle kesiştiği noktaları değerlendirin.
  6. Niş kitleleri ve girişiminizin bu alanlarda yakalayabileceği fırsatları analiz edin.
Bu maddelerin herhangi ikisinde olumlu sonuçlar elde edebiliyorsanız, fikrinizden henüz vazgeçmeyin çünkü son kullanma tarihi geçmemiş olan Web 2.o fikriniz hala başarılı olabilir.

Eğer bu maddelerin hepsinden olumlu sonuçlar elde ediyorsanız hemen şimdi benimle irtibata geçin ki ortaklık koşullarımızı konuşalım. :)

Cumartesi, Aralık 09, 2006

Finansbank telefonu yüzüme kapatsaydı!

Yaklaşık 30 dakika önce Finansbak Genel Müdürlüğü'nden arandım ve yeni gönderdikleri kredi kartımın tarafıma ulaşıp ulaşmadığı soruldu. "Hayır, ulaşmadı" dedim.
"O zaman bilgilerinizi güncelleyebilir miyiz, zamanınız var mı?" dediler... "Evet, var" dedim.

Öncelikle kartımı ulaştırabilecekleri adresimi istediler. Şubeden alabilirim dedim ancak telefondaki bayan bir adres almadan kapatacak gibi durmuyordu. Buna karşılık iş adresimi verdim.

"Ev adresinizi güncelleyebilir miyiz?" dediler.
"Sizdekini söylerseniz doğru yanlış diyebilirim" dedim.
"Bizdekinden bir harf bile farklı olsa güncellememiz gerekiyor." dediler.
"Tamam" dedim bu bilgiyi de kendilerine verdim.
"Doğum tarihinizi gün ay yıl olarak alabilir miyim?" dediler.
"Sizde bu bilgi bulunmuyor mu?" dedim.
"Elbette bulunuyor ama güncellemem gerekiyor" dediler.
"Telefonda bilgi güncellemeyi tercih etmiyorum, dilerseniz şubelerinizden yapabilirim" dedim.
"Finansbank'tan aradığıma dair numarayı görebilirsiniz, tedirgin olmanıza gerek yok" dediler.
"Ben şubeden bilgi güncellemeyi tercih ediyorum" dedim.

Ve... işte beni dumur eden karşılık.

"Tamam şubeden yapın o zaman.... İyi günler!".... Dıııt dııt dııt....! (Telefon kapanır)

Şimdi bu ne paranoya neden telefonda bilgi güncellemiyorsun diyebilirsiniz.

Karşıdaki sesin öncelikle çok da "call center" havasında olmadığını belirtmeliyim. Bunun yanında zaten bu tür yerleri ben aramadığım zamanlarda, bilgi güncellemeye karşı bir rahatsızlığım var. Ki sanırım günümüz toplumunda bu paranoya az bile :)

Kısacası Finansbank'ın telefondaki kişisi bana kendisine bilgi vermek istemedim diye kızdı. Cumartesi sabahı blog yazmak gibi bir amacım yokken beni buna zorunlu bıraktı.

Bu arada unutmadan bir ara size Finansbank'ın bana kredi kartı satmak için 4 kere sanki daha önce hiç aranmamışım gibi telefon etmesini, sonradan kredi kartımı şubeden almam için bırakmasını, o günden bugüne kadar henüz o kartı şubeden alamamama karşın dönem dönem ekstre yollamasını, hatta kampanyalardan haberdar etmesini anlatayım.

Ayrıca henüz Finansbank kartımı kullanmış olamamama rağmen, yeni gelecek kartın "Gold Card" olduğunu da belirtirsem fena olmaz herhalde.

Kısacası Cumartesi günüme güzel başladım :)

Pazartesi, Aralık 04, 2006

İnteraktif Yaklaşım'da karnaval!

Murat Buyurgan'ın "İnteraktif Yaklaşım" isimli blogunu takip ediyorsanız bu hafta Pazarlama Blogları Karnavalı'nın 20. haftasına ev sahipliği yaptığını bildirmek isterim.

Eğer henüz Murat'ın blogundan haberdar olmadıysanız, sizlere katabileceği bilgilerden en kısa zamanda faydalanabilmek için sitesine uğramalı ve RSS'ine mutlaka abone olmalısınız.