Salı, Ekim 31, 2006

Karikatür: Ümitsizliğe kapılmamak lazım!

Blaugh'dan haberiniz var mıydı bilmiyorum. Kendisi benim RSS'lerim arasında yer alır ve her sabah kahvemin yanında tebessüm ihtiyacımı karşılar.

Özellikle bu karikatürü son günlerdeki yazılarımı da destekler şekilde olduğu için paylaşmak istedim. Herkese mutlu günler.

Please Buy My Company

Pazar, Ekim 22, 2006

Teknoloji alanında müşteri memnuniyetsizliğine bir örnek

Müşteri memnuniyeti kavramının ülkemizde en üst noktada kabul gördüğü sektör turizm, bunu giyim sektörü takip eder diye tahmin ediyorum ama açıkcası bu konuda bir kaynağa sahip değilim.

Teknoloji alanında ise bugüne kadar yapılmış bir araştırma var mı bilmiyorum ama müşteri memnuniyeti endeksinin çok yüksek olacağını düşünmüyorum.

Kişisel olarak elektronik ticaret ortamında yaşadığım olumsuz tecrübelerin yanında memnuniyetsiz olduğum reel dünyadan da birçok örneğim olduğunu söyleyebilirim.

Yakın çevremden de sürekli duyduğum şikayetleri de göz önünde bulundurunca ilk paragrafta yapmış olduğum tahminime altyapısı güçlenmiş oluyor.

Ancak bu tür şikayetleri ya da memnuniyetsizlikleri duyduğum söz konusu firmalar bir de dünya devleri ise gerçekten şaşkınlığımın üstüne bir de sinirleniyorum.

Bu tür bir müşteri memnuniyetsizliği örneğinden geçenlerde yine haberdar oldum.
Sözünü ettiğim şikayet HP marka bir dizüstü bilgisayarın satın alınması ve devamında oluşan problemlerin çözümlenememesi ile firmanın müşterisini düşürdüğü durum ile ilgili.

Konu şu anda ülkemizdeki blogların birçoğunda yerini aldı ve yaratılan Buzz ile ne kadar etki yaratacağını merak ederek bu konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum.
ELOY orjinalini burada anlatıyor:
haziran başında HP Pavilion 5176eu model laptop almıştım.

http://www.cisday.org/2006/06/05/may-day-may-day/
http://www.cisday.org/2006/06/08/heycandan-baslik-bulamadim/
yaklaşık 1,5 ay kullanımdan sonra bir takım sorunlarla karşılaştım. bunlar;
  • bilgisayarın birden elektrik kesmesi,
  • windows başlangıç ekranının takılı kalması,
  • bazen hiç açılmama,
  • pille bi saatlik çalışma sonrası pilin bitmesi,
  • düşük performansla çalışması,
  • ve ekranda lekeler.
Yaşanan olumsuz müşteri tecrübesini tüm detayları ile okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.

Bakalım ülkemizdeki bloglar pazarda seslerinin duyurabilmek adına ne kadar etkililer ve firmalar müşterilerinin sesini ne kadar duyabiliyorlar. Gelişmeleri birlikte takip ediyor olacağız.

Bu ve bunun gibi müşteri deneyimlerinin konu edildiği deneyimler.net sitesini de incelemenizi öneririm.

Çarşamba, Ekim 18, 2006

Web 2.0 girişimlerinize yatırım desteğini nasıl alabilirsiniz?

Web 2.0 girişimleri yada Webrazzi'de kullandığım tabir ile yeni nesil web girişimlerinin başarılı örneklerine hergün bir yenisi ekleniyor. En son YouTube'un Google'a satışı ile iştahı kabaran birçok girişimcinin bugün ülkemizde çeşitli alanlarda çalışmalara başladığını ve birçok büyük kurumun ya da yatırım firmasının kapısını çaldığını da biliyorum.

Günlük olarak bana gelen maillerin YouTube satışından sonra ortalama 2 kat artmış olması da aslında bu alandaki hareketliliğin göstergesi olabilir.

Özellikle yaratıcı fikirleri olan girişimcilerin kendilerine kaynak aramak konusunda arayışlarının olması, fikirleri konusunda danışmanlık talepleri ve ülkemizde internet alanında henüz yatırım yapılmamış modelleri sektöre kazandırma çabaları her seferinde ortak bir noktada kesişiyor.

İş planı ve girişim fikrinizi destekleyecek göstergelere ihtiyacınız var!

"YouTube sizin projeniz olsaydı yatırım firmaları destek verir miydi?" isimli yazımda da örneklerle anlatmaya çalıştığım en önemli problem, bu tür yatırım kaynaklarının girişiminize aktarılması aşamasında sizinle yatırımcı firmalar arasında oluşan boşluk oluyor.

Bu boşluğu doldurmanın gözle görünen tek yolu elbette iş planınızı oluşturmuş olmanız, ama iş planı kapsamında sunmanız gereken iş modeliniz, bütçeniz, sektördeki rakipleriniz, sizin avantajlı yanlarınız gibi birçok nokta yeni nesil web girişimlerinde yaratıcıları tarafından kağıda dökülemiyor.

Kabul etmek gerekiyor ki eğer yatırım meleğinizi bulamadıysanız bu işlemleri ve dökümanları hazırlamanız ve karşınızdaki yatırımcı firmayı ya da kişiyi fizibilitenize inandırmanız bu aşamada bir zorunluluk.

Elbette burada bahsettiğim durum henüz ortada bir ürün olmadığı aşamalarda bu derece zorlu oluyor.

Bu durumda karşınızdaki seçenekler belli.
1. Girişim fikrinizi belirli bir aşamaya getirir sonrasında yatırım desteği için görüşmelere başlarsınız. (tabi henüz onlar kapınızı çalmadılarsa)
2. Girişim fikrinize yatırım ile başlamak istiyorsunuzdur. O zaman yukarıda bahsettiğim içalışmalar için bilgisayarınızda Word, Excel ve PowerPoint'i hemen açarsınız.
Eğer seçeneğiniz 2 ise yazıya devam edelim.

Biliyorum girişim fikrinizi kağıt üstünde anlatabilecek kaynağınız yok diye düşünüyorsunuz. Yanılıyorsunuz!

Öncelikle projeniz bir web yani internet projesi, o halde Türkiye'deki internet kullanıcı verileri mutlaka işinize yarayacaktır.

Bu sayıların geçmiş yıllara göre yükseliş trendinde olduğunu söylememe herhalde gerek yoktur. Excel'de bir grafiğe döktüğünüzde inanın bana yükselen internet kullanıcısı sayısı iyi bir başlangıç olacaktır.

Girişiminizin hedef kitlesine göre internet kullanıcı profilleri hakkında bilgiler de işinize yarayacaktır. Şunu söyleyebilirim ki ülkemizdeki internet kullanıcı profilleri yılların geçmesi ile 20 yaş altı dominant değerlerinden 30 yaş ve üstü kesimlere doğru da aynı oranlarda artış göstermektedir ve stabil değerlere yaklaşmıştır. Girişiminizin kitlesi olarak %80 bu iki gruptan birisi mutlaka size uyacaktır.

Girişimize benzeyen canlı projeler bulun. Yok demeyin vardır. Projeniz YouTube olsaydı, ben ülkemizdeki ulusal televizyon kanallarının internet üzerinden arşiv görüntülerinin izlenme oranlarından tutun da, müzik ve video içeriklerine olan talebin mobil teknolojilerin gelişimi ile göstereceği artışa kadar birçok alanda veriyi toplar görselleştirirdim.

Rakipleriniz mi? Eğer varsa onların hakkında kolay ve genel bilgiler toplayın. Elbette detaylı finansal raporları daha iyi olacaktır ama bulamadığınız durumlar size sorun yaratmaz. Önemli olanın tabloyu yatırımcılara sunmak olduğunu unutmayın.

Ekibiniz önemli!... Bu projede kimler çalışacak? Sadece siz mi? Ekibe ihtiyacınız olacak mı? Ya da ekipmana ihtiyacınız olacak mı?

Yatırım talebinize karşılık gelen bütçenizi oluştururken bunları göz önünde bulundurmalısınız ve bütçenizi şimdilik bir kenara bıraksak bile insan kaynağınızı mutlaka yatırımcılara sunmalısınız. Bazı yatırım firmaları size bu kaynağı sağlayabilir bunu da unutmamalısınız.

Girişiminiz yatırımcısı için karlı olacak mı? Evet diyorsunuz di mi? İşte bunu göstermelisiniz.

Çok kötümser olmayan ama çok da iyimser kaçmayacak tahminler yürütün ve bunların üstüne iş modelinize bağlı hesaplamaları yerleştirin. Karşınıza çıkan tablo gözlerinizi kamaştırdıysa bir kez daha gözden geçirin. Fazla iyimser olmanızın yıl sonunda yatırımcınızla tadınızı kaçırmasını istemezsiniz. Gerçekçi tahminlerde bulunun. Bütçenizdeki %10-15 sapma burada problem yaratmayacaktır.

ROI... Eğer bugüne kadar duymadıysanız bundan sonra da bu terimi unutmayın.

ROI = Return on Investment

Yani, yatırımcınızın size sağlayacağı kapital ile belirleyeceği dönem sonunda elde edeceği geri dönüş. Firmaya göre değişiklik gösterebilir ancak genelde 3 yıl ortalama süreler baz alınır. Yatırımcınıza bu değeri sunmanız gerekecektir. Aslında kendileri bunu zaten hesaplarlar ama sizin sunmanız başarınızı destekleyecektir.

ROI bu genel bilgi dışına çıkarsam işletme yönetimi konusu olacağı için detaylarını kişisel çabanızla öğrenmeniz gerekecektir. Eğer SWOT terimini de duymadıysanız araştırmalarınızda gündeminize almanız gerekmektedir. Girişiminizin SWOT analizi özellikle rakipleriniz ile kıyaslanmanız için önemli olacaktır.

Sanırım vermek istediğim ana fikir anlaşılmıştır. Şimdi gelelim bence en önemli olan noktaya.

Sizi anlayacak yatırımcılarla konuşun!

Web 2.0 nedir? İnternet trendleri nereye gidiyor? Flickr nedir? del.icio.us nedir? MySpace nedir? Kim satın aldı? Ne zaman satın aldı? Social network nedir? YouTube 1.6 milyar dolara satın alındı ama başarısındaki ana faktör neydi?

Bunlar veya bunlar gibi genişletilebilecek diğer soruların cevaplarından haberdar olmayan kişilere kendinizi anlatmaya çalışabilirsiniz hatta belki başarılı olur yatırım desteğinizi de alabilirsiniz ama uzun vadede başınız ağrır.

Sadece karşınızdaki kişiler fikrinizin kapsamını, fikrinizin ışığını anlasın diye fikrinizi kitaba uydurmaya çalışmayın.

Fikir Atölyesi'nden Tunç Kılınç'ın yazıma yaptığı yorumdaki cümlelerinde anlattığı gibi.
Heyecan uyandıran yeni fikirleri kitaba fazlasıyla uydurmaya çalıştığınızda (zaten o fikir kitapta olmadığı için adı yeni fikir!) işin heyecanı da kalmıyor, çoğu kez yapılabilirliği de.

Hissetmek önemli... Doğru dinleyiciye hissettirebilmek de.
Sonuç olarak evet iş planı önemlidir. Karşınızdaki yatırımcıya sunmanız gereken veriler, göstergeler, kısa/uzun vade tablolar ve girişiminizin sektördeki rakipleri de son derece önemlidir. Eğer girişimci iseniz bu konularda hazırlıklı olmalısınız ama yaratıcı fikrinizi, inovatif fikrinizi ya da fark yaratacak fikrinizi kalıplara oturtmaya çalışmadan kendi yaratıcılığınız içinde karşınızdaki kişiye hissettirmelisiniz.

Unutmamanız gereken ve benim de bana söylendiği günden beri aklımdan çıkmayan bir gerçek var ki.

Sizin aklınızda oluşturduğunuz müthiş fikrinizi kağıda dökmediğiniz sürece o sadece sizin aklınızda kalmakla yetinir. Ama origami ile fikrinizi kağıtta mı modellersiniz yoksa kara kalem ile çizer misiniz orası size kalmış...

Çarşamba, Ekim 11, 2006

YouTube sizin projeniz olsaydı yatırım firmaları destek verir miydi?

Başlıktaki sorumun cevabını düşünmeye başlamadan önce bu alanlarda yatırım yapmak için yakın geçmişte kurulmuş olan Embrio'yı kısaca inceleyelim.

Embrio için kısaca internet, e-ticaret ve mobil iletişim alanlarında girişim projelerine yatırım desteği sunan bir şirket diyebilirim.

Teknoloji Holding'in bir iştiraki olan Embrio'nun 29 Ağustos 2006'da lansmanı yapılmıştı.

Henüz çok yeni sayılabilecek ve yenilikçi girişim projeleri için başvuruları halen kabul eden şirketin çalışma şekli ve değerlendirme süreçlerine baktığımızda aşağıdaki modeli görüyoruz.
  • Başvuru
  • Ön değerlendirme
  • Konsept onayı
  • Yatırım kararı
  • Anlaşma/Ortaklık
  • Altyapı geliştirme
  • Lansman
  • Takip
  • Şirketleşme
Bu değerlendirme süreci kapsamında Embrio web sitesinden aldığım bilgiye göre yatırım kararının çıkması ortalama 4 hafta sürüyor ve eğer sonuç olumlu ise diğer süreçlerle çalışmaya devam ediliyor.

"Embrio, hangi tip fikirlere/projelere yatırım yapar?" sorusunun cevabına ise sitede bulduğum yanıt şöyle.
  • İnternet ve mobil platformda hizmet veren
  • Kategorisinde "ilk" veya "doğru ilk" olan
  • Barındıracağı teknoloji, rakiplerce kolay taklit edilemeyen
  • Pazarda hızlı büyüme potansiyeline sahip
  • Fikrinin arkasında aynı zamanda doğru bir iş modeli olan
  • Ticari başarı potansiyeli yüksek projeler
Ben bu aşamadan itibaren son günlerin gündem konusu haline gelen YouTube-Google birleşmesini hatırlatmak ve eğer Şubat 2005'te kurulmuş olan YouTube gibi bir video paylaşım servisi fikrini Embrio'ya sunsaydım yukarıdaki kriterler bazında nasıl bir sonuç alırdım sorusunu analiz etmek istiyorum.
Daha açık olmam gerekirse, sunulan kriterler ışığında, YouTube bir girişim fikri ya da projesi olarak Embrio'ya sunulabilir miydi sorusunun cevabını düşünmek istiyorum.

Öncelikle YouTube'nin kendi alanında ilk olması kriterler arasındaki en önemli ilk ikiyi geçmesini sağlıyor. Ama sadece video paylaşımını web üzerinden gerçekleştirdiği için YouTube'yi ilk kabul ettiğimizi de unutmamalıyız. Sonuçta Kazaa, Napster ve diğer birçok P2P servisi zaten video paylaşımını kendi platformları üzerinden sağlıyorlardı. Aynı şekilde birçok medya şirketi de yine birçok programını internet üzerinden seyredilmesine olanak tanıyordu. Tabi bu noktalar YouTube'nin ilk olmasını değiştirmiyor ve bu kriterleri geçmesini sağlıyor.

Teknolojisinin rakipleri tarafından kolay taklit edilememesi noktasında YouTube sınıfta kalıyor. Çünkü servisin kullandığı teknoloji kendi teknolojisi olmamasının yanında maliyet yükünü karşılayabilecek herhangi bir girişimci YouTube gibi bir projeyi en fazla 1 ay içinde yayına alabilir. Dediğim gibi YouTube'nin kullandığı teknoloji Macromedia teknolojisidir ve taklit edilmesi bir kenara dileyen herkes tarafından aynı modelde uygulanması mümkündür.
Bu durumda teknoloji kriterinde YouTube girişim projemiz sınıfta kalmış oluyor.

Pazarda hızlı büyüme potansiyeline sahip olması ile ilgili ise konunun video olmasından dolayı olumlu düşünmemiz mümkündür. Bu durumda bu kriteri de geçmiş sayabiliriz.

Fikrinin arkasında doğru iş modeli olması konusunda Jupiter Research analistlerinden David Card'ın da söylediği gibi YouTube'nin henüz ispatlanmış yada kabul görmüş bir iş modeli bulunmuyordu. (bkz: CNet News)
Hatta bırakın kurulum aşamasındaki iş modelini, Google'a satıldığı bugünlere kadar hiç kimse YouTube'nin hedeflerini, karlılık oranlarını yada gelecek planlarını bilmiyordu. Tek bilinen aylık milyon dolarlık bant genişliği ve günlük 100 milyon video gösterimi idi. Yani belirsizliklerle dolu bir başlangıç ve yaratıcıları için başarılı bir son diyebiliriz.

Bu durumda YouTube iş modeli kriterinde de Embrio'nun değerlendirme aşamasına alınamıyor olacaktı.

Son olarak ticari başarı potansiyelini düşünecek olursak. Evet, yukarıda da dediğim gibi YouTube ticari bir başarı gösterdi ama bu başarı birkaç gün öncesine kadar bilinmezler denklemiydi.

"YouTube gelirini nereden sağlar?", "Telif hakkı/Lisans giderleri ne kadar?", "Yasal açıdan bir Napster vakasıyla karşılaşılacak mı?" gibi birçok soru cevapsızken Embrio'nun böyle bir girişimi ticari başarı potansiyeli bazında onaylaması sanırım beklenemezdi.

Bu durumda karşımıza şöyle bir sonuç çıkıyor ki, eğer YouTube, Şubat 2005'te açılmamışken, bu girişim fikriyle Embrio'ya başvuru yapmış olsaydınız değerlendirme kriterleri bazında geri çevrilmiş olacaktınız.

Biraz daha bilim-kurgu kelimeler ile anlatacak olursam, eğer bir zaman makineniz olsaydı ve bugüne gelip YouTube başarısını görüp, 2005 yılına dönüp bu girişim için yatırım desteği arıyor olsaydınız söz konusu kritlerlerde başarısız olacaktınız.

Sonuçta yukarıdaki maddeler bugün yatırım isteyeceğiniz her firma tarafından karşınıza çıkartılacak kriterlerdir ve bir şekilde Web 2.0 girişiminizi kağıt üstünde modellemeniz istenecektir.

Bunu nasıl yapmalısınız ve inandığınız fikrinizi/projenizi nasıl sunmalısınız? Nelere dikkat etmelisiniz? Nasıl göstergeler kullanmalısınız?

İlerleyen günlerde bu soruların cevaplarını kapsayan yeni bir yazı ile konuya devam ediyor olacağım.

Pazarlama Blogları Karnavalı 12. Hafta

Perşembe, Ekim 05, 2006

Powerset, Hakia için tehdit mi?

Aslında uzun bir süredir hakkında yazılar okuduğum Powerset için önemli kaynaklardan net bilgiler gelmeye başlayınca bu konuda kısa bir yazı yazmaya karar verdim.

Powerset tam anlamıyla konuşma dilinde arama yapmanıza olanak tanıyan ve anahtar kelime mantığını tarihe karıştıracak bir teknolojiyi hayatımıza sokmaya hazırlanıyor.

Şu an için dışarıya kapalı olan servisi demo aşamalarında görenlerin internette verdikleri bilgilere bakılırsa, Powerset'i kullandıktan sonra bir daha Google'ın yüzüne bakmazsınız deniyor.

Bunları okuyunca aklıma bir süre önce Turkcell'in fikir babası olarak kabul edilen Murat Vargı'nın Powerset'e benzer mantıkta çalışan Hakia arama motoruna yaptığı 5 milyon dolarlık yatırım geldi. (bkz. haber)

Acaba Powerset yayına girdiğinde gerçekten hakkında söylendiği gibi Hakia'nın semantik arama modelinin üstüne değer yaratabilir mi?

Powerset ile ilgili okuduğum yazılarda firmanın şu an için başlangıçta 10 milyon dolar olmak üzere toplam 20 milyon dolarlık bir yatırım arayışında olduğu söyleniyor. Elbette ki kendileri ile ilgilenen birçok yatırımcı vardır ama acaba bu konuya ilgili ülkemizden de yatırımcılar çıkar mı?

Powerset ile ilgili yeni bilgiler geldiğinde sizlerle paylaşıyor olucam ama o zamana kadar ilginizi çekerse aşağıdaki yazıları okumanızı öneririm.

Will Powerset Pull a Google?
More on Powerset, the secretive search engine
Bold start-up, Powerset, about to raise $10M to take on Google
Powerset and Natural Language Search