Dikkatimi ne çekti biliyor musunuz? Herkes konuşmak, fikirlerini söylemek ve paylaşmak istiyor. Ayrıca bu eğilim tüm dünyada aynı şekilde ilerliyor.
Sadece ülkemizdeki medyayı düşünmeyin, tüm dünyayı göz önünde bulundurun. Nasıl olsa ülkemizdeki medyanın yönü aşağı yukarı dünyayla daha doğrusu Amerika ile aynı yönde değişiyor.
Medya dediğimizde zaten aklımıza ilk televizyonlar geliyor, o zaman birlikte bu kültüre yoğunlaşalım.
Diziler ve yarışmalar... Hepsinin asıl hedefi reyting, ve yüksek rakamları nelerin aldığını hepimiz biliyoruz. Peki ne oluyor? İnsanlar bir kutuya odaklanıp, bir süre hipnotize oluyorlar. Bu süre içinde kilitlenmiş şekilde kendilerine sunulan, verilen herneyse onu izliyorlar. Belki o anda seyrettikleri programa etkide bulunabilmek, olayın içinde olmak istiyorlar.
Peki ne yapıyorlar? Televizyon karşısında yapmak istedikleri eylemi, söylemek istediklerini, yorumlarını, ya programlara telefon ederek, yada dışarıda arkadaşları ile konuşarak gerçekleştiriyorlar. Biraz daha teknolojiye yakın olanlar web sayfaları açıyorlar ve etki etmek isteyip başaramadıkları konuları bu yöntemle paylaşıyorlar.
İnsanlar konuşmak istiyorlar, insanlar fikirlerini söylemek, paylaşmak istiyorlar.
En önemlisi insanlar önemsenmek istiyorlar, bilgilerine danışılsın istiyorlar.
Bu kadar hareketin olduğu dünyalarında, birileri onların varlığını hissetsin istiyorlar.
Acaba hayat dijitalleşirken, biz duygusallaşıyor muyuz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder