Cumartesi, Ekim 01, 2005

Duygusal Pazarlama Baskısı

Duygusal pazarlama baskısı nedir? Bu tabiri karşılaştığım 2 örnekten sonra uydurdum.
İlk örneğin kahramanı benim. Geçenlerde keçi sakalımın boyunu kısalttım ama bu işlemi evde kendi kendime gerçekleştirdim. İş dönüşü berberimin önünden geçerken şans eseri denk geldik ve daha herhangi bir sohbete girmeden, “Sakalınızı kestirmişsiniz” dedi. Sakalımı başka bir berberde kısalttırmadığımı (kestirmedim, kısalttım, ve bunu kendim yaptım!!!) anlatmak için bildiğim tüm ikna yöntemlerini denedim. Kendimi suçlu hissettim. (Nasıl yani? Neden ki?)

İkinci örnekdeki kahraman eşim. Benzeri bir duruma karşılaştığını anlattı. Komplike saç operasyonlarını (röfle, boya vs...) yaptırdığı bir kuaförü var, bir de günlük fön çektirmek gibi işleri için gittiği var. Geçenlerde kuaförüne saçını kestirmiş ve röflesini yaptırmış, bugünde fönü için, bahsettiğim diğerine gitmiş. Ve işte ruhsal baskı başlıyor. “Saçınızı kestirmiş, aaaa röfle de yaptırmışsınız?”... “Kesimi becerememişler...” ... “Röfle şöyle şöyle olsaydı...” .... Daha fazla yazmıyorum... Bence herşeyi bu kadar cümle anlatıyor.

Bence web sitelerine bir başka siteden gelindiğinde, referans site bilgisi kodla çekilip (bu işlem yapılabilir diye söylüyorum) ziyaretçiye hesap sorsunlar. Mesela hurriyet.com.tr siteye girişte bu bilgiyi alabildiği ziyaretçilerine “ntvmsnbc.com ‘dan gelmişsiniz, bizim neyimiz eksik?” yada kariyer.net, “yenibir.com’da aradığınız işi bulamadınız sonra mı bize geldiniz? İkinci plana mı atıldık?!?...” yazsın.

Sonuç pozitif mi olur negatif mi?

Hiç yorum yok: