Perşembe, Ekim 06, 2005

Değişen web kültürü: WEB 2.0

Internet'in hayatımızın bir parçası olmasının üstünden yıllar geçerken, WEB kavramı da yavaş yavaş şekil değiştirmeye başladı. Bunu zaten artık web sitelerinin içeriklerinden, ziyaretçilerine (ki bence artık ziyaretçi kelimesi yerini kullanıcı kelimesine bırakmalı, hatta bıraktı bile...!) sundukları imkanlardan anlıyorsunuzdur.

Kullanıcıların artık web sitelerinden bekledikleri özellikler, daha doğrusu web sitelerinin kullanıcılarına sundukları özellikler tamamen özelleştirmeye ve daha ince bir kavramla, kendi dünyalarını kurmaya yönelik oldu.

Evet, WEB 1.0 yerini artık WEB 2.0'a bıraktı, bırakıyor, bırakacak, bırakabilir, bırakmalı vs... Nasıl isterseniz yorumlayabilirsiniz.

Bu konsept (evet WEB 2.0 bir konsepttir!) bir kez daha 5-7 Ekim 2005 tarihleri arasında, ikincisi düzenlenmekte olan "Web 2.0 Konferansı"'nda, San Francisco'da, tartışılacak.

WEB 2.0 ile ilgili düzenlenmiş olan bir beyin fırtınası sonucunda elde edilmiş olan haritayı görmek isterseniz tıklayınız.
Web 2.0 konsepti ile ilgili daha fazla bilgi almak isterseniz sizlere aşağıdaki linkleri önerebilirim.

-Web 2.0 Konferansı'nın resmi web sitesi.
-Tim O'Reilly'nin sitesinde konuyla ilgili yazılmış güzel bir makale.

Tüm bunları yine aynı amaç için paylaşıyorum. Fırsatlar var ve değerlendirilmeyi bekliyorlar!

Cumartesi, Ekim 01, 2005

Duygusal Pazarlama Baskısı

Duygusal pazarlama baskısı nedir? Bu tabiri karşılaştığım 2 örnekten sonra uydurdum.
İlk örneğin kahramanı benim. Geçenlerde keçi sakalımın boyunu kısalttım ama bu işlemi evde kendi kendime gerçekleştirdim. İş dönüşü berberimin önünden geçerken şans eseri denk geldik ve daha herhangi bir sohbete girmeden, “Sakalınızı kestirmişsiniz” dedi. Sakalımı başka bir berberde kısalttırmadığımı (kestirmedim, kısalttım, ve bunu kendim yaptım!!!) anlatmak için bildiğim tüm ikna yöntemlerini denedim. Kendimi suçlu hissettim. (Nasıl yani? Neden ki?)

İkinci örnekdeki kahraman eşim. Benzeri bir duruma karşılaştığını anlattı. Komplike saç operasyonlarını (röfle, boya vs...) yaptırdığı bir kuaförü var, bir de günlük fön çektirmek gibi işleri için gittiği var. Geçenlerde kuaförüne saçını kestirmiş ve röflesini yaptırmış, bugünde fönü için, bahsettiğim diğerine gitmiş. Ve işte ruhsal baskı başlıyor. “Saçınızı kestirmiş, aaaa röfle de yaptırmışsınız?”... “Kesimi becerememişler...” ... “Röfle şöyle şöyle olsaydı...” .... Daha fazla yazmıyorum... Bence herşeyi bu kadar cümle anlatıyor.

Bence web sitelerine bir başka siteden gelindiğinde, referans site bilgisi kodla çekilip (bu işlem yapılabilir diye söylüyorum) ziyaretçiye hesap sorsunlar. Mesela hurriyet.com.tr siteye girişte bu bilgiyi alabildiği ziyaretçilerine “ntvmsnbc.com ‘dan gelmişsiniz, bizim neyimiz eksik?” yada kariyer.net, “yenibir.com’da aradığınız işi bulamadınız sonra mı bize geldiniz? İkinci plana mı atıldık?!?...” yazsın.

Sonuç pozitif mi olur negatif mi?